VİZYONER YAKLAŞIMLA OKUL YÖNETME
Dr. Yüksel Yeşilbağ
Küreselleşme ve bilgi teknolojisi, son 30 yılda dünyada
eğitim sistemlerini etkileyen iki önemli eğilim olmuştur. Küreselleşme,
ülkelerin ekonomik alanda olduğu gibi eğitim alanında da bir araya gelmelerini,
birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmalarını ve ortak projeler üretmelerini
zorunlu kılmaktadır. Bununla birlikte gelişmiş ülkeler artık sanayi toplumu
yerine bilgi toplumu olarak nitelendirilmektedir. Bilgi toplumunun en belirgin
özelliği, bilgisayarların ve diğer iletişim teknolojilerinin her alanda yaygın
olarak kullanılmasıdır. Bilginin üretildiği, sunulduğu ve öğretildiği yerler
olarak eğitim kurumları da bilgi toplumunun vazgeçilmez örgütleridir. Günümüzde
eğitim kurumları, bireyleri bilgi toplumunun etkin bir üyesi yapma gibi bir
misyonu üstlenmiş bulunmaktadır.
Ülkelerin bilgi toplumuna dönüşmesiyle birlikte oluşan
hızlı bilimsel ve teknolojik gelişmeler, yalnızca kamu kurumlarının değil,
diğer kuruluşların yapısında ve personelin görev ve rollerinde de önemli
değişmelere yol açmıştır. Sosyal değişmenin odak noktasını oluşturan eğitim kurumları
kuşkusuz bu hızlı değişimden payını almıştır. Bu noktada eğitim yöneticilerinin
böyle bir değişimden etkilenmemesi mümkün değildir. Eğitim yöneticisinin bu
hızlı değişim sürecine uyum sağlaması, kendisinden beklenen rolleri
oynayabilmesine bağlıdır. Eğitim yöneticisi, bir yandan eğitim ve yönetim alanlarındaki
gelişmeleri yakından izlemek, diğer yandan hızlı değişim sonucu toplumun kendi
kurumlarından beklentilerini öğrenerek bunları dengelemek zorundadır.
Eğitim yönetimi,
eğitimle ilgili politikaların oluşturulmasına katkıda bulunan ve bunların
hayata geçirilme düzeylerini izleyen bir çalışma alanı biçiminde
tanımlanabilir. Okul yönetimi de bu durumda eğitim yönetiminin mikro düzeydeki
yansımasıdır.
Bu tanımlardan yola çıkılırsa bir okul yöneticisinin en
önemli görevlerinden birisi, yukarıda ifade edilen değişimleri göz önünde
bulundurarak okulun politika ve stratejilerini oluşturmak ve bunların ne
kadarının hayata geçirildiğini izlemektir. Politika ve strateji belirleme işi,
okulun amaçlarını ya da varoluş nedenlerini ortaya koyan misyon doğrultusunda
belirli bir vizyon gerektirir.
Vizyon, kelime anlamıyla görüş, görme kuvveti, geleceği
kestirebilme gücü ve hayal gücü gibi anlamlara gelmektedir. Okul yöneticisinin
geleceğe yönelik bakış açısını onun sahip olduğu vizyon belirler. Her okul
yöneticisinin geleceğe yönelik bir vizyonu olmalıdır. Bu vizyon, yönettiği okulun
temel misyonunu da belirler. Vizyon sahibi olmayan yönetici, okulun geleceği
hakkında net bir görüşe sahip olamaz.
Vizyon, gelecekte ulaşılmak istenen hedeflerin gerçeğe
uygun düşlerini kurmaktır. Vizyonda bir gelecek olgusuna vurgu yapılır çünkü
vizyon, mevcut paradigmaların geçerliliklerinin ciddi bir şekilde sorgulanmaya
başlandığı, problemleri çözemediği bunalım dönemlerinde önem kazanır. Bu
bağlamda sisteminin tıkandığı ve okulun, misyonuna ulaşmasını sağlayacak
işlevselliği yakalayamadığı zamanlarda okul yöneticisinin kendine yeni bir yön
çözmesi ve yeni roller üstlenmesi gerekir. Her ne kadar klasik bir deyiş olarak
görülse de her kriz ve bunalımın aynı zamanda yeni fırsatlar demek olduğu okul
için de tartışılmaz bir gerçektir. Bu durumda okuldaki mevcut yapı ve mekanizma,
problemleri çözmeye yetmiyorsa yeni bir bakış açısına ihtiyaç vardır.
Vizyon, gelecekle ilgili tahminler yapmak değil, kararlar
almaktır. Bundan dolayı verilere dayanarak, okulun içinde bulunduğu koşullarla
uzun vadeli amaçlarını birleştirerek yapılabilecekler arasından en iyisinin
yapılmasını sağlar.
Vizyon, bir insanın/okulun kendi geleceğini yaratmasıdır.
Sistem, düşünce, plan ve eylemleriyle kendi geleceğini biçimlendirebileceğine
inandığında bir güç kazanır. Vizyon birden bire ortaya çıkmaz. Bu açıdan
bakıldığında bir yaratıcılık gerektirir. Yaratıcılık bir düşünme biçimidir ve
düş kurma ile yakından ilişkilidir. Verileri akıllıca düzenlemek, bilimsel
yöntemle problemi çözmek ve ortaya yeni, apayrı bir ürün koymaktır.
Okul yöneticisi, okula yeni ufuklar çizebilen insandır ve
belirlenen, hedeflenen ufuklara ulaşmak için okulun tüm çalışanlarını ve çevresini
eyleme geçirebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Bu açıdan vizyoner liderlik davranışları
göstermeli ve tüm çalışanlarının yanı sıra öğrencileri ve okulun çevresini de
ortak bir eğitim vizyonu etrafında toplayabilmelidir. Eğitim-öğretimin, tek tek
öğretmen etkinliklerinin toplamından daha büyük olduğunu göstermek yöneticinin
en önemli görevlerindendir.
Bir okul yöneticisinin vizyonu, okulun varlık nedeni yani
misyonu ile ilgili görüşlerinin çizdiği ufuktur. Dışarıdan alınan veya bir
kalıp halinde yazılan vizyon, vizyon değildir. Her okulun sahip olduğu değerler
farklı olduğundan her okul yöneticisinin değerleri ve gelecekle ilgili
hedefleri de farklıdır. Bu nedenle vizyonun geliştirilmesi okulun kendi yapısına
ilişkin bir süreçtir. Örneğin, farklı semtlerde bulunan anaokullarının vizyonu
ve farklı eğitim düzeylerindeki okulların vizyonu farklı olacaktır.
Konunun bir başka boyutu daha vardır. Okul yöneticisi,
kendi zihninde mükemmel bir okul vizyonu geliştirebilir. Ancak, okulda
kendisinden başka hiç kimse bu vizyonun gerçekleşmesi için bir çalışma
yapmıyorsa bu vizyon gerçekleşemeyecek bir hayal olarak kalacaktır. Şu çok
önemlidir ki; liderlik ortak bir vizyon yaratmada devreye girer. Vizyonun
sahibi olan yönetici, sadece kendi vizyonunu herkese kabul ettirmemelidir. Çalışanlarının
vizyonu da ortak bir vizyonu oluşturmak açısından çok önemlidir. Aksi takdirde
hiyerarşinin üst yapısından alt kademelere, emir-komuta yoluyla ulaştırılan
vizyon, resmi vizyondur ve çalışanların, katılmadığı bir vizyonu benimsemesi de
doğal olarak mümkün olmaz. Bu nedenle okul yöneticisinin yapacağı ilk önemli
iş, okulunda eğitimcilerin kendi kişisel vizyonlarını geliştirebilecekleri bir
ortam yaratmaktır. Sorunlarla dolu, öğretmenlerin birbirlerinden tamamen ayrıştıkları
bir okul ortamında geliştirilebilecek tek vizyon, bu okuldan bir an önce
kurtulmak olacaktır.
Okulda ortak bir eğitim vizyonunun geliştirilmesi için
yapılacak bir başka iş, herkesi bir vizyon geliştirmeye yüreklendirmektir.
Öğretmen, öğrenci ve diğer personel nasıl bir okul istediklerini hem
yöneticilerle hem de birbirleriyle paylaşabilmelidir.
Misyonsuz bir vizyon bir ütopyadan ibarettir. Misyon,
vizyonun gerçekleştirilmesi isteğiyle konulan hedeflerdir. Her insanın herhangi
bir konuda bir düşüncesi vardır ve kendisine yakın hissettiği fikirleri,
düşünceleri hayata geçirebilmesi için o uğurda mücadele etmesi gerekir. Ancak
bu durumda hayaller vizyon olur. Aksi durumda o bir ütopyadır. Sahip olduğu
değerler insanın eylemlerini yönlendirmediğinde anlamsızdır. Bir insan,
inandığı değerler doğrultusunda eylemde bulunmaya gönüllü değilse, bu inancı
onun yaşam tarzını, duygularını ve düşüncelerini etkilemiyorsa bu değerler o
insan için hiçbir anlam ifade etmiyordur.
Okul için düşünüldüğünde de misyon, bir okulun var oluş
nedenidir ve onun üstlendiği kritik görevi ifade eder. Misyon, okulun üretim
kimliğini gösterir ve eğitim felsefesini canlandırır. Okulun misyonu,
yöneticiler, öğretmenler ve diğer çalışanlar tarafından paylaşılan ortak
değerler ve inançlar demektir. Okul, tüm politikalarını, stratejilerini ve
eylemlerini yönlendiren sağlam bir misyonla yaşamını sürdürebilir.
Kurumun misyonu aslında üst yönetim tarafından
belirlenir. Kurumsal eylemlerin odak noktasını oluşturan böylesine kritik bir
görevin yerine getirilmesinde şüphesiz okulun diğer yöneticilerinin de
sorumluluğu vardır. Üst yönetim, eğitim politikaları ve planlarına yön veren
misyonu genel olarak belirlemeye çalışmaktadır. Okulun yöneticileri ise kurumsal
misyonu okul bazında uygulamaya çalışmaktadırlar ki bu kapsamda ulaşılması
gereken hedefler ile gerçekleştirilmesi gereken tüm eylemler stratejik
planlarında ifadesini bulmaktadır.
Misyon, kurumsal iletişimi daha güçlü kılar. Temel
hedeflerin ve inançların açıklık kazanmasını sağlar. Misyon, karar verme
sürecinde okul çalışanlarının fikir birliği oluşturmalarına yardımcı olur.
Misyon, hem okulun geleceği hakkında, hem de değişim gereksinimi hakkında temel
bir çerçeve çizer. Okulun, ortak hedeflerine ulaşabilmesi ancak ortak hedeflere
açıklık getiren kurumsal misyonla mümkün olabilir.
Vizyoner yaklaşımla okulunu yöneten yöneticinin önemi, okulların
geleceğine yönelik belirsizlikleri gidermesinde gösterdiği başarıya
dayanmaktadır. Okullarda meydana gelen hızlı değişim (politik, ekonomik,
sosyal, teknolojik ve yasal tüm değişimler), onların geleceğe yönelik kararlarını
etkilemektedir. Bu hızlı değişim sürecinde, okulları paylaşılan bir vizyonla
geleceğe taşıyan ve kurumsal körlükten kurtaran vizyoner yöneticiler, okulunda
en fazla değer yaratacak kişiler olacaklardır.
Okulda vizyoner yönetimin önemi, okulun geleceğine
yönelik bir vizyon geliştirmesinden ileri gelmektedir. Okulun bütün
süreçlerinde elde ettiği geçmişteki performansı açıkça belgelendirilmezse bu
durum kurumsal açıdan ciddi bir sorun oluşturur. Vizyoner yönetici, bu sorunu
çözme başarısını gösterir.
Vizyoner ve yeni bakış açısına sahip bir okul yöneticisi,
diğer yöneticilerden farklı olarak değişik gelişmeleri ve olayları okuyabilme
yeteneğine sahip olmalıdır. Vizyon oluşturmayla ilgili olarak Fransız yazar
Marchel Proust şöyle demektedir: “Bir buluşa doğru yolculuk yapabilmek için
yeni manzaralara değil, yeni gözlere ihtiyaç vardır”. Buna göre vizyoner okul
yöneticisi, yeni bir gözle geleceğe bakabilen kişidir.
Okul yaşamında kurumsallaşan bir vizyon, öğrenci
başarısını olumlu etkileyecektir. Okulun işlemeyen yapısını daha dinamik hale
getirmek ve başarısızlıkların nedenlerini belirlemek gerekir. Okul
yöneticisinin vizyonerlik rolü, kültürel etkinliklerde de etkili olabilir. Buna
göre okul yöneticisinin temel sorumluluğu, okul kültürünün özünü oluşturan
değer, norm ve inançları okulun bütününe yaymaktır.
Sonuç olarak, vizyoner yönetim, okul yöneticisinin
kendini geliştirmesine katkıda bulunmaktadır. Vizyoner okul yöneticisi, hem
sezgi hem de düşünce gücünü kullanarak vizyonun, okulun ortak bir resmi haline
gelmesini sağlayabilir. Bunun için okul yöneticisinin gelecekte okulunu nasıl
görmek istediğini belirlemesi gerekir. Okul yöneticisi bu konuda öğretmenlerle
işbirliği yapar.
Paylaşımcı
ve güçlü bir kültüre sahip olan okullarda bireysel vizyonların paylaşılan
vizyona dönüşme şansı daha fazladır. Çünkü güçlü okul kültürlerinde kolektif
bilinç vardır. Dolayısıyla bireysel olarak geliştirilen vizyonun kim tarafından
geliştirildiğinden çok kurumsal kültürle tutarlılığı önem taşımaktadır.
Vizyoner yönetici olarak okul yöneticisinin en önemli rolü, ortak vizyonun okul
kültürüyle kaynaşmasını sağlamaktır. Paylaşılan vizyon ve kültür bütünlüğü,
vizyonun eylemselleştirilmesini kolaylaştırır. Böylece okul yöneticisi
vizyondan eyleme geçebilir. Vizyoner bir okul yöneticisi, gelecek yönelimli
olmak zorundadır. Okul yöneticisi eğitim alanında meydana gelen değişmeleri
izleyerek geleceğe yönelik bir vizyon oluşturmalıdır.
Kaynakça
Brengelmann,
J. Davranışçı Psikoloji Açısından Vizyoncu ve Karizmatik Yönetim (Çev. Veli
Karaöz). Vizyon Yönetimi: Önceden Düşünülmüş Başarı. İstanbul: Evrim Yayınları,
1995.
Çelik,
Vehbi. Eğitim Yönetiminde Vizyoner Liderlik. Eğitim Yönetimi Dergisi, Yıl 3,
Sayı 4, Güz 1997.
Heinkel,
P. Vizyon ve Öz Yapılanma (Çev. Veli Karaöz). Vizyon Yönetimi: Önceden
Düşünülmüş Başarı. İstanbul: Evrim Yayınları, 1995.
Özden,
Yüksel. Eğitimde Dönüşüm. Ankara: Pegem, 1998.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder