15 Temmuz 2008 Salı

Yüksel Yeşilbağ. 2005. Etkili Okul ve Öğrenci Başarısının İzlenmesi. Yaşadıkça Eğitim Dergisi, Sayı, 88.

Etkili Okul ve Öğrenci Başarısının İzlenmesi
Dr. Yüksel YEŞİLBAĞ

Giriş
Etkili okul çalışmalarında okul yöneticisinin etkililik ölçütlerinden birinin de öğrenci öğrenmesi olduğu görülmektedir. Araştırma bulgularına göre öğrencinin öğrenmesinde okul yöneticisinin doğrudan etkisinden çok dolaylı etkisi vardır. Okulda olumlu bir öğrenme iklimini sağlamakla görevli olan okul yöneticisi, böylece öğrencilerin daha iyi öğrenmesine ve dolayısıyla öğrencilerin başarısına katkıda bulunmaktadır. Okul yöneticisi, bundan başka okulunda öğrenci başarısını artırmak için öğretim programlarında okutulan derslerin niteliğini ve öğretmenlerin öğretim etkinliğini hangi yöntemlerle verdiklerini bilmelidir. Öğretim programlarında adı geçen derslerin özellikle günlük yaşamda ve gelecekte öğrencilere ne gibi yararlar sağlayacağı eğitimde maliyet-fayda analizlerini zorunlu kılmaktadır ve bu durum okullar bazında değil makro düzeyde yapılması gereken bir eylemdir. Bilindiği gibi örgün eğitim uzun bir süreçtir ve bu sürecin sonunda öğrencilere kazandırılmak istenen bilgi, beceri ve tutumların ne derece kazandırıldıkları, eğitim programlarının (Teknoloji Uyumlu Müfredat, PYP, MYP) ne derece etkili olduğunun da göstergesidir. Bunun yanı sıra eğitim sisteminin herhangi bir düzeyinden mezun olan bireyin bireysel, ekonomik, politik ve toplumsal getirilerinin maliyetinden düşük olması, öğrenme sürecinin başarısızlığının da işareti olacağından eğitim sürecinin bu şekilde devam etmesi, bu süreçten geçip mezun olan bütün bireylerin de niteliğinin düşük olması anlamına gelecektir. Kuşkusuz böyle birşey, insan ve madde kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılamaması anlamına gelmektedir ve özel ya da kamu, tüm okullar açısından istenmeyen bir durumdur. Bu durumdan kurtulmanın en etkili yolu, eğitim sürecinin denetlenmesi (çağrıştırdığı olumsuz anlamı nedeniyle teftiş kelimesini özellikle kullanmıyorum) ve değerlendirilmesidir. Örgütlerde denetimin amacı, vizyon, misyon, ilke ve değerler olarak tanımlanan örgütsel amaçları gerçekleştirmeyi güvenceye almaktır. Eğitimin her aşamasının denetlenmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesi, içerisinde öğretimin ve de öğrencilerin başarılarının denetim ve değerlendirilmesini de barındırmaktadır. Bu anlamda öğrencideki ilerlemenin/gelişmenin düzenli olarak izlenmesi gerekmektedir.
Öğrencilerin İlerlemesini İzleme
Okul yöneticisi, öğrenci ilerlemesini öğretmenlerin yaptıkları yazılı ve sözlü sınav sonuçlarına göre değerlendirir. Ancak burada önemli bir nokta, öğretmen tarafından yapılan yazılı ve sözlü her türlü sınavın öğrencilerin başarısını ne derece doğru ölçtüğüdür. Yani ölçme aracının geçerliği ve güvenirliğidir.
a) Ölçme Aracının Geçerliği
Eğitimde kullanılan araç ve yöntemlerle ölçülmek istenen değişkenler, öğrencilerin bazı nitelikleridir. Bu nitelikler eğitim sürecinde onlara kazandırılan/kazandırılmak istenen niteliklerdir. Aracın veya yöntemin, ölçülmek istenen değişkenin ölçüsü olabilecek bir puan vermesi, bu ölçüyü başka değişkenlerle karıştırmaması beklenir. Bir araç ve yöntemin bu niteliği sağlayabilmesi, onun geçerliğidir. Örneğin bir 7. sınıf öğrencisinin İngilizce dersindeki başarısı ölçülmek istensin. Bunun için yapılacak sınavın, İngilizce dersindeki başarıyı tanımlayan bilgi, beceri, tutum vb. değişkenlerin tümünü ölçmesi, ölçtüğü bu değişkenleri İngilizce dersindeki başarının öğelerinden olmayan diğer değişkenlerle karıştırmaması istenir. Sınav bu nitelikteyse onun verdiği puanlar geçerlidir. Sınav, bu niteliklerini kaybettiği oranda geçerliğini de kaybeder[1].
b) Ölçme Aracının Güvenirliği
Güvenirlik bir bakıma, ölçme sonuçlarının tesadüfî hatalardan arınıklık derecesini ifade etmektedir. Diğer bir anlamda ise, ölçmelerin duyarlık derecesini içermektedir. Eğitimde kullanılan ölçme araç ve yöntemlerinin güvenirliğini artırmak için şunlar yapılabilir:
  1. Sınavda kullanılan soru sayısı arttıkça çoğu durumda o sınavdan elde edilecek toplam puanın güvenirliği de artar.
  2. Sınavda sorulacak sorular anlaşılır değilse, ne istediği anlaşılmıyorsa her öğrenci soruyu kendisine göre yorumlayacak ve istenileni değil bildiklerini yazacaklardır.
  3. Öğretmen, öğrencileri soruları dikkatle ve hızlı cevaplamaya güdülemelidir.
  4. Sınav süresi, öğrencilerin hepsinin bütün soruları cevaplandırmalarına yetecek kadar olmalıdır.
  5. Bir sınav sorusu, en az öğrencilerin yarısı tarafından cevaplandırılabilecek güçlükte olmalıdır.
  6. Her sınav objektif yollarla puanlanabilmelidir.
  7. Ölçme işleminin herhangi bir basamağında yapılan bir hata, ölçmenin güvenirliğini düşürür.
Yukarıdaki bilgiler ışığında okul müdürü öğretmenlere ve bölüm başkanlarına yardımcı olmalıdır. Ne yazık ki birçok okulda öğretmenler ölçme ve değerlendirme konusunda yeterli bilgiye sahip değillerdir. Çoğu, geleneksel olarak kendilerinden yaşlı ya da deneyimli öğretmenlerin ölçme araç ve yöntemlerini kullanmakta, bu da çoğu zaman bilimsel açıdan bir değer ifade etmemektedir. Bu nedenle okul yöneticilerinin bu alanda bilgi sahibi olması çok önemlidir.
Okul müdürü, öğretmenlere bu konuda yardım etmenin dışında, öğrenci başarılarının değerlendirilmesi için hem öğretmenlerle hem de öğrencilerle sürekli iletişim içinde olmalıdır. Öğretmenleri ve öğrencileri bu konuda görüşmek için sürekli ziyaret eden ya da yanına çağıran ve sınıf ortamının denetimini de düzenli olarak yapan bir okul müdürü “sorunların çözümü için öncelikle sorunun kaynağı bulunmalıdır ve onun üzerinde çalışılmalıdır” ilkesinden hareket ederek başarısızlığın nedenlerini tek tek saptamalıdır.
Sınav sonuçlarına göre başarısız olan öğrencilerin hangi konularda eksiklik gösterdiklerinin anlaşılması için öğretmeni, öğrencilere geribildirim vermeye ikna etmelidir. Öğretmen de sınavlardan hemen sonra, fazla süre geçmeden sonuçları açıklayıp öğrencilere duyurarak yapmalıdır. Hangi konularda eksik veya hatalı olduğunu bilen öğrencinin kendisi o açığı kapatmak için çalışacak; öğretmen bu süreçte öğrenciye yardımcı olacaktır. Bunun dışında öğretmenlerle düzenli olarak görüş alış-verişi yapan okul müdürü, öğretmenlerin de kendi eksikliklerini kapatmalarına yardım etmelidir.
Sınav sonuçlarının değerlendirilmesi sonucunda yüksek başarı gösteren öğrencileri onore etmeli, okul çevresine ve tüm velilere duyurmalıdır. Böyle bir durumda olan öğrenci daha iyi güdülenecek ve gösterdiği başarıyı devam ettirme eğiliminde olacaktır. Bunu sağlamanın bir yolu da, öğrenciye özendirici ödüller vermektir. Çok büyük ödüller olmasa da öğrenciye okulun tüm öğretmen ve öğrencilerinin önünde verilen bir çiçek bile istenilen amaca ulaştıracaktır. Böylece başarısız öğrencilere de çalışmaları ve başarmaları durumunda, aynı şeyin onlar için de geçerli olabileceği izlenimi veren okul müdürü okulda bir yarışmayı başlatmış olacaktır. Bununla birlikte özendiriciler kullanılırken ilgili öğrenci, sınıf ve okul ile ilgili psikolojik, sosyolojik ve kültürel bir çözümlemenin yapılması gerekmektedir.
Okul müdürü, başarılı ve başarısız öğrencilerinin yanı sıra sınav sonuçları aracılığıyla okulda özel eğitime muhtaç çocukları da (hem yavaş öğrenen hem de üstün yetenekli çocukları) ortaya çıkarmalı ve onların en iyi şekilde eğitim ihtiyacından yararlanabilmesi için çalışmalıdır.
Okul müdürü, eğitim programlarına uygun olarak derslerde öğrencilere verilen bilgilerin hangi düzeyde gerçekleştirildiğini görmek için dersi okutan öğretmenlerle tek tek görüşmeli ve sınav sonuçlarından yararlanmalıdır. Okulda öğrenci başarısını izlemeyen, “ben kendi işimi yapıyorum, sınıfta öğretim öğretmenin işidir” diyen bir okul müdürü, okulda eğitim etkinliklerini amaçlara uygun olarak planlayamayacağından ve denetleyemeyeceğinden öğretim etkinliklerinin okulda rutin hale gelmesine neden olacaktır.
[1] Ölçme aracının geçerliğini düşüren birçok etmen vardır ve bunlara burada yer verilmemektedir.

Hiç yorum yok: