Okulun Misyonunu Belirleme ve Vizyon Geliştirme
Dr. Yüksel Yeşilbağ
Dünyada eğitim sistemini etkileyen iki önemli eğilim, küreselleşme ve bilgi teknolojisidir. Küreselleşme eğilimi, ülkelerin ekonomik alanda olduğu gibi eğitim alanında da bir araya gelmelerini, birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmalarını ve ortak projeler üretmelerini zorunlu kılmaktadır. Gelişmiş ülkeler, sanayi toplumu yerine bilgi toplumu olarak nitelendirilmektedir. Bilgi toplumunun en belirgin özelliği ise bilgisayarların her alanda yaygın olarak kullanılmasıdır. Bilginin üretildiği, sunulduğu ve öğretildiği yerler olarak eğitim kurumları bilgi toplumunun vazgeçilmez örgütleridir. Günümüzde eğitim kurumları, bireyleri bilgi toplumunun seçkin bir üyesi yapma gibi bir örgütsel misyonu üstlenmiş bulunmaktadır.
Ülkelerin bilgi toplumuna dönüşmesiyle birlikte oluşan hızlı bilimsel ve teknolojik gelişmeler örgütlerin yapısında ve personelin görev ve rollerinde önemli değişmelere yol açmıştır. Sosyal değişmenin odak noktasını oluşturan eğitim örgütleri de bu hızlı değişmeden payını almıştır. Kuşkusuz eğitim yöneticilerinin böyle bir değişmeden etkilenmemesi mümkün değildir. Eğitim yöneticisinin bu hızlı değişim sürecine uyum sağlaması, kendisinden beklenen rolleri oynayabilmesine bağlıdır. Eğitim yöneticisi, bir yandan kendi alanındaki gelişmeleri yakından izlemek, diğer yandan hızlı değişim sonucu toplumun eğitim örgütlerinden beklentilerini karşılamak zorundadır.
Bir okul yöneticisinin yapmak zorunda olduğu en önemli görevlerinden birisi olan okulun misyonunu belirleme işi iki ana boyutta ele alınabilir. Bunlardan ilki okulun amaçlarını geliştirmektir.
Okulun amaçları genel anlamıyla 1973’te çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile tanımlanmıştır fakat okulun etkili okul özelliğini alabilmesi açısından kendine özgü bir özel amaçlar dizgesi geliştirmesi gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için okulda var olan değerlerin anlam ve yansımasıyla gerçekleştirebileceği bir vizyona sahip olması zorunludur. Bir başka deyişle okulun misyonunu belirlemede vizyon birinci derecede önemlidir.
Vizyon, kelime anlamıyla görüş, görme kuvveti, geleceği kestirebilme gücü ve hayal gücü gibi anlamlara gelmektedir. Eğitim yöneticisinin geleceğe yönelik bakış açısını onun sahip olduğu vizyon belirler. Her eğitim yöneticisinin geleceğe yönelik bir vizyonu olmalıdır. Bu vizyon, yönettiği eğitim örgütünün temel misyonunu da belirler. Vizyon sahibi olmayan yönetici, okulun geleceği hakkında net bir görüşe sahip olamaz.
Vizyon, gelecekte ulaşılmak istenen hedeflerin gerçeğe uygun düşlerini kurmaktır. Gelecekte; çünkü vizyon mevcut paradigmaların geçerliliklerinin ciddi bir şekilde sorgulanmaya başlandığı, sorunları çözemediği anlarda ortaya çıkar ve mevcut paradigmaların belirlediği kuramların gerçekliği açıklayamadığı bunalım dönemli yeni paradigmaların oluştuğu, yeni vizyonların çizildiği zamanlardır. Bu bağlamda eğitim sisteminin tıkandığı ve okulların işlevlerini büyük oranda yitirdiğinin herkesçe kabul edildiği bir zamanda eğitim sisteminin kendine yeni bir yön çizmesi ve yeni işlevsel roller üstlenmesi gereği tartışma götürmemektedir (Özden, 1998). Bir başka ifadeyle, her kriz ve bunalım aynı zamanda yeni fırsatlar demektir. Bir örgütte mevcut yapı ve mekanizma sorunları çözmeye yetmiyorsa yeni bir vizyona ihtiyaç vardır.
Vizyon, gelecekle ilgili tahminler yapmak değil, kararlar almaktır. Bundan dolayı vizyon, içinde bulunduğumuz koşullarla uzun vadeli amaçlarımızı birleştir8erek yapabileceğimizin en iyisini yapmamızı sağlar.
Vizyon, bir insanın/örgütün kendi geleceğini yaratmasıdır. Yapı, düşünce ve eylemleriyle kendi geleceğini biçimlendirebileceğine inandığında vizyon bir güç kazanır. Vizyon, hayal edilen dünyanın habercisidir. Birden bire ortaya çıkmaz. Vizyon, başta dağınık yaratımlar olarak ortaya çıkan ve yararları çok sonra anlaşılabilecek üstün düş kurma yeteneğinin bir sonucudur. Bu açıdan bakıldığında vizyon bir yaratıcılık gerektirir. Yaratıcılık bir düşünme biçimidir ve düş kurma ile yakından ilişkilidir. Verileri akıllıca düzenlemek, bilimsel yöntemle problemi çözmek ve ortaya yeni, apayrı bir ürün koymaktır yaratıcılık.
Vizyonlar, insanların bildikleriyle sınırlıdır çünkü deneyimler8e, özlemlere ve yeteneklere bağlıdır. İnsanlar yalnızca hissettiği, bildiği gerçeklerin var olmasına özlem duyar. Bilinmeyen şeylerin hayal bile edilemeyeceğini düşündüğümüzde bu sınırlılık açıkça görülmektedir.
Liderler, örgüte yeni ufuklar çizebilen insanlardır ve belirlenen, hedeflenen ufuklara ulaşmak için örgütün personelini ve çevreyi eyleme geçirebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Bu açıdan eğitim yöneticisi, vizyoner liderlik davranışları göstermeli ve okulda çalışan tüm personeli, öğrencileri ve okulun çevresini ortak bir eğitim vizyonu etrafında toplayabilmelidir. Eğitimin tek tek öğretmen etkinliklerinin toplamından daha büyük olduğunu göstermek yöneticinin en önemli görevlerindendir.
Okul liderinin bir vizyon geliştirmesi okulun içinde bulunduğu sorunlar karşısından vazgeçilmez, okulun diğer personelini –özellikle öğretmenleri- harekete geçirici fakat aynı zamanda riskli bir iştir. Yukarıda belirttiğim gibi yürürlükteki paradigmaların sorunları çözemediği durumlarda yeni bir vizyon aramak gereklidir, bir reform değil.
Bir okul liderinin vizyonu, onun okulun varlık nedeni ve okulun misyonu gibi konulardaki görüşlerinin çizdiği ufuktur. Dışarıdan ithal edilen vizyon, vizyon değildir. Çünkü her okulun sahip olduğu değerler farklı olduğundan her okul liderinin sahip olduğu değerler ve gelecekle ilgili hedefleri de farklıdır. Bu nedenle vizyonun geliştirilmesi okulların kendi yapılarına ilişkin bir süreçtir. Örneğin, küçük bir okulda, kalabalık sınıflarda, gerekli öğretim araç-gereçlerine sahip olmayan, laboratuarı ve kütüphanesi olmayan bir okul yöneticisinin vizyonu ile, sınıflarında 15-20 öğrencinin ders gördüğü, bilgisayarı ve görsel-işitsel araçlarla desteklenen bir öğretim ortamının var olduğu, laboratuarı, kütüphanesi, büyük ve yeşil bir bahçesi olan bir okul müdürünün vizyonu farklı olacaktır.
Konunun bir başka boyutu daha vardır. Okul müdürü, kendi zihninde mükemmel bir okul vizyonu geliştirebilir. Ancak, okulda kendisinden başka hiç kimse bu vizyonun gerçekleşmesi için bir çalışma yapmıyorsa bu vizyon gerçekleşemeyecek bir hayal olarak kalacaktır. Şu çok önemlidir ki; liderlik ortak bir vizyon yaratmada devreye girer. Vizyonun sahibi olan lider, sadece kendi vizyonunu herkese kabul ettirmemelidir. Okul personelinin vizyonu da ortak bir vizyonu oluşturmak açısından çok önemlidir. Aksi takdirde hiyerarşinin üst yapısından alt kademelere, emir-komuta yoluyla ulaştırılan vizyon, resmi vizyondur ve doğal olarak personelin, katılmadığı bir vizyonu benimsemesi de mümkün olmaz. Bu nedenle okul liderinin yapacağı ilk önemli iş, okulunda eğitimcilerin kendi kişisel vizyonlarını geliştirebilecekleri bir ortam yaratmaktır. Sorunlarla dolu, öğretmenlerin birbirlerinden tamamen izole oldukları bir okul ortamında geliştirilebilecek tek vizyon, bu okuldan bir an önce kurtulmak olacaktır.
Okulda ortak bir eğitim vizyonunun geliştirilmesi için yapılacak bir başka iş, herkesi bir vizyon geliştirmeye yüreklendirmektir. Öğretmen, öğrenci ve diğer personel nasıl bir okul istediklerini hem yöneticilerle hem de birbirleriyle paylaşabilmelidir.
Misyonsuz bir vizyon bir ütopyadan ibarettir. Misyon, vizyonun gerçekleştirilmesi isteğiyle konulan hedeflerdir. Her insanın herhangi bir konuda bir düşüncesi vardır ve kendisine yakın hissettiği fikirleri, düşünceleri hayata geçirebilmesi için o uğurda mücadele etmesi gerekir. Ancak bu durumda hayaller vizyon olur. Aksi durumda o bir ütopyadır. Sahip olduğu değerler insanın eylemlerini yönlendirmediğinde anlamsızdır. Bir insan, inandığı değerler doğrultusunda eylemde bulunmaya gönüllü değilse, bu inancı onun yaşam tarzını, duygularını ve düşüncelerini etkilemiyorsa bu değerler o insan için hiçbir anlam ifade etmiyordur.
Okul için düşünüldüğünde de misyon, bir okulun var oluş nedenidir ve onun üstlendiği kritik görevi ifade eder. misyon, örgütün üretim kimliğini gösterir ve okulun felsefesini canlandırır. Okulun örgütsel misyonu, yöneticiler ve diğer personel tarafından paylaşılan ortak değerler ve inançlar demektir. Okul, tüm politikalarını, stratejilerini ve eylemlerini yönlendiren sağlam bir misyonla yaşamını sürdürebilir.
Örgütsel misyon aslında üst yönetim tarafından belirlenir. Örgütsel eylemlerin odak noktasını oluşturan böylesine kritik bir görevin yerine getirilmesinde şüphesiz orta kademe yöneticilerinin de sorumluluğu vardır. Üst yönetim, eğitim politikaları ve planlarına yön veren misyonu genel olarak belirlemeye çalışmaktadır. Okul yöneticileri ise örgütsel misyonu okul bazında belirlemeye çalışmaktadırlar ki bunlar performans planlarında ifadesini bulmaktadır.
Misyon, örgütsel iletişimi daha güçlü kılar. Temel hedeflerin ve inançların açıklık kazanmasını sağlar. Misyon, karar verme sürecinde okul çalışanlarının/okuldaki grup ve takımların fikir birliği oluşturmalarına yardımcı olur. Misyon, hem okulun geleceği hakkında, hem de değişim gereksinimi hakkında temel bir çerçeve çizer. Okulun, ortak hedeflerine ulaşabilmesi ancak ortak hedeflere açıklık getiren örgütsel misyonla mümkün olabilir.
Vizyoner liderin önemi, örgütlerin geleceğine yönelik belirsizlikleri gidermesinde gösterdiği başarıya dayanmaktadır. Örgütlerde meydana gelen hızlı değişim, onların geleceğe yönelik kararlarını etkilemektedir. Bu hızlı değişim sürecinde, örgütleri paylaşılan bir vizyonla geleceğe taşıyan ve örgütsel körlükten kurtaran vizyoner liderler, geleceğin liderleri olarak görülmektedir.
Vizyoner liderliğin önemi, örgütün geleceğine yönelik bir vizyon geliştirmesinden ileri gelmektedir. Geçmişteki gelişmeler açıkça belgelendirilmezse bu durum örgütsel açıdan ciddi bir sorun oluşturur. Vizyoner lider, bu sorunu çözme başarısını gösterir.
Vizyoner ve yeni bakış açısına sahip bir okul lideri, diğer yöneticilerden farklı olarak değişik gelişmeleri ve olayları okuyabilme yeteneğine sahip olmalıdır. Vizyon oluşturmayla ilgili olarak Fransız yazar Marchel Proust şöyle demektedir: “Bir buluşa doğru yolculuk yapabilmek için yeni manzaralara değil, yeni gözlere ihtiyaç vardır”. Buna göre vizyoner lider, yeni bir gözle geleceğe bakabilen liderdir.
Okul yaşamında kurumsallaşan bir vizyon, öğrenci başarısını olumlu yönde etkileyecektir. Okulun işlemeyen yapısını daha dinamik hale getirmek ve toplumla olan ilişkilerdeki başarısızlığın nedenlerini belirlemek gerekir. Okul yöneticisinin vizyoner lider rolü, kültürel etkinliklerde de etkili olabilir. Buna göre okul yöneticisinin temel sorumluluğu, okul kültürünün özünü oluşturan değer, norm ve inançları okulun bütününe yaymaktır.
Sonuç olarak, vizyoner liderlik, okul yöneticisinin kendini geliştirmesine katkıda bulunmaktadır. Vizyoner okul yöneticisi, hem sezgi hem de düşünce gücünü kullanarak vizyonun, okulun ortak bir resmi haline gelmesini sağlayabilir. Bunun için okul yöneticisinin gelecekte okulunu nasıl görmek istediğini belirlemesi gerekir. Okul yöneticisi bu konuda öğretmenlerle işbirliği yapar. Vizyon geliştirme sürecinde her zaman okul yöneticisinin vizyonu paylaşılmaz. Bazen herhangi bir öğretmenin geliştirdiği vizyon, okulun ortak vizyonu olabilir. Paylaşımcı ve güçlü bir kültüre sahip olan okullarda bireysel vizyonların paylaşılan vizyona dönüşme şansı daha fazladır. Çünkü güçlü örgüt kültürlerinde kolektif bilinç vardır. Dolayısıyla bireysel olarak geliştirilen vizyonun kim tarafından geliştirildiğinden çok örgütsel kültürle tutarlılığı önem taşımaktadır. Vizyoner lider olarak okul yöneticisinin en önemli rolü, ortak vizyonun okul kültürüyle kaynaşmasını sağlamaktır. Paylaşılan vizyon ve kültür bütünlüğü vizyonun eylemselleştirilmesini kolaylaştırır. Böylece okul yöneticisi vizyondan eyleme geçebilir. Vizyoner bir lider olarak okul yöneticisi, gelecek yönelimli olmak zorundadır. Okul yöneticisi eğitim alanında meydana gelen değişmeleri izleyerek geleceğe yönelik bir vizyon oluşturmalıdır.
Kaynakça
Brengelmann, J. Davranışçı Psikoloji Açısından Vizyoncu ve Karizmatik Yönetim (Çev. Veli Karaöz). Vizyon Yönetimi: Önceden Düşünülmüş Başarı. İstanbul: Evrim Yayınları, 1995.
Çelik, Vehbi. Eğitim Yönetiminde Vizyoner Liderlik. Eğitim Yönetimi Dergisi, Yıl 3, Sayı 4, Güz 1997.
Heinkel, P. Vizyon ve Öz Yapılanma (Çev. Veli Karaöz). Vizyon Yönetimi: Önceden Düşünülmüş Başarı. İstanbul: Evrim Yayınları, 1995.
Özden, Yüksel. Eğitimde Dönüşüm. Ankara: Pegem, 1998.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder